İcrada Aynı Mala Farklı Kıymet Takdiri Çelişkisi ve Reform İhtiyacı


İcra sisteminin çözüm bekleyen en kritik hukuki çelişkilerinden biri, aynı mahcuz mal için farklı icra dosyalarında, farklı tarihlerde yapılması nedeniyle birbiriyle uyuşmayan kıymet takdirlerinin bulunmasıdır. Özellikle piyasa koşullarının hızla değiştiği günümüzde, icrada aynı mala farklı kıymet takdiri sorunu; alacaklıların menfaatini, borçluların hakkaniyetini ve en önemlisi hukuki ve cezai sorumluluk taşıyan yedieminlik kurumunun sürdürülebilirliğini tehdit eden büyük bir ikilem yaratmaktadır. Bu makalemizde, düşük ücret riski ile orantısız yüksek tazmin sorumluluğu arasında kalan yedieminlerin yaşadığı bu karmaşayı, mevzuat temelinde analiz edecek ve çelişkiyi sonlandıracak merkeziyetçi reform önerilerini detaylandıracağız.
Kıymet Takdiri Neden Temel Bir Sorundur?
İcra ve İflas Kanunu (İİK) uyarınca haczedilen bir malın değeri, satış sürecinin başlangıcı ve muhafaza ücretlerinin hesaplanması açısından hayati önem taşır. Kanunen bu değer, muhammen bedel (tahmini rayiç değer) olarak adlandırılır.
Yedieminlik müessesesi açısından kıymet takdiri, iki temel konuda doğrudan etkilidir:
- Muhafaza Ücretinin Hesaplanması: Yediemin ücret tarifelerinde, menkul mallar için ücretler malın değeri üzerinden hesap edilmektedir. Ayrıca, yediemin ücretinin azami haddi, bu muhammen bedelin belirli bir yüzdesini geçemez.
- Yedieminin Tazmin Sorumluluğu: İİK. Madde 358 gereği, yedieminin kendisine atfedilemeyecek bir sebeple dahi malın telef veya ziyaını ispat edememesi durumunda, bu malın tazmin sorumluluğu “evvelce tesbit edilmiş olan kıymetler” üzerinden belirlenir.
Farklı Değerlemelerden Doğan Çelişki
Bir mal (örneğin bir araç), birden fazla icra dosyasına konu olabilmekte ve her dosya kendi dinamiklerine göre farklı zamanlarda kıymet takdiri yapabilmektedir. Bu durum, özellikle piyasa koşullarının hızla değiştiği günümüz ekonomik şartlarında ciddi çelişkilere neden olur:
- Ücret Kaybı Riski: Bir dosyadaki eski ve düşük kıymet takdiri , yedieminin alacağı muhafaza ücretini düşük değer üzerinden hesaplayarak hak zayiine yol açar. Yedieminin maliyetleri (kira, güvenlik, personel) artarken, ücretinin düşük kalması, Anayasa’dan kaynaklı hakları ihlal eden sürdürülemez bir durum yaratır.
- Yüksek Sorumluluk Riski: Başka bir dosyadaki güncel ve dolayısıyla yüksek kıymet takdiri ise, malın zarar görmesi halinde yedieminin tazmin sorumluluğunu orantısız şekilde artırır.
Her iki halde alacaklı, borçlu ve kamu zararından bahsetmekte pek tabi mümkündür. Zira tahsil harcı, Kdv. gibi değerleri doğrudan etkilediği gibi alacağın tahsili, borcun ödenmesi konusunda doğrudan maddi değerleri etkiler.
Yediemin, elindeki malı muhafaza ederken, düşük kıymet takdiri nedeniyle az ücret alıp, yüksek kıymet takdiri nedeniyle yüksek tazmin sorumluluğu ile karşı karşıya kalabilmektedir.
Durum böyle iken aynı malı haczeden iki farklı dosyada birbirinden farklı iki kıymet takdiri olması durumuna sıklıkla rastlanmaktadır. İş bu durum işleyişi belirleyen mevzuattan bi haber vatandaş nezdinde adalete olan güveni zedelemektedir. Zira zihinlerde aynı malın değeri her bir dosya için nasıl farklı olabilir sorusu belirecektir. Birde bu duruma hatalı kıymet takdirleri eklendiğinde etkisini katlamaktadır.
İcrada Kıymet Takdiri Çelişkisine Son: Tekil ve Periyodik Güncelleme Mekanizması
Bu hukuki çıkmazı sonlandırmanın yolu, icra sisteminde merkeziyetçi ve güncel bir kıymet takdiri mekanizması oluşturmaktan geçmektedir:
- Tekil Kıymet Takdiri Esası: Bir mal, birden fazla haciz dosyasına konu olsa dahi, o malın muhafaza edildiği ilk an yapılan kıymet takdirinin, diğer tüm dosyalarda esas alınması gerekmektedir.
- Periyodik Güncelleme Zorunluluğu: Bugünün ekonomik şartlarında menkul malların fiyatları neredeyse aylık periyotlarla hatırı sayılır değişimler gösterdiğinden , kıymet takdirinin geçerlilik süresi (İİK’da genel olarak iki yıl ) güncel piyasa koşulları dikkate alınarak kısaltılmalı veya resen güncelleme mekanizmaları devreye sokulmalıdır. Özellikle tasfiye sürecine giren dosyalarda, ilan veya tebliğden evvel, kıymet takdirinin güncel piyasa değerleri üzerinden yeniden yapılması zorunluluğu getirilmelidir.
Bu reformlar, hem yedieminlerin hak ve sorumluluklarını dengeleyecek, hem de mahcuz malların gerçek değeri üzerinden satışa sunulmasını sağlayarak alacaklı ve borçluların menfaatini koruyacak, böylece milli ekonomiye katkı sağlayacaktır. Söz konusu reform önerisi CİKT (Cebri İcra Kanun Taslağı) kapsamında ele alınması gereken konulardan da biridir.




